Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında üç yaşındaki
oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle, kamyonunun kaportasını
mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle
vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor
çocuğun kınlan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da, elinden birşey gelmemiş ve
çocuğun iki elinin parmaklannı kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp,
gözlerini açtığında bandajlı ellerini farketmiş ve gayet masum bir ifadeyle,
"Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm," demiş ve sonra babasına
şu soruyu sormuş: "Parmaklanm ne zaman yeniden çıkacak?" Babası eve dönmüş ve
intihar etmiş. Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını
işittiğinizde bu öyküyü anımsayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı
yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama
kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; Genellikle kişiyle
performansı arasındaki farkı öremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata aparız.
Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder.
Durun ve düşünün. Harekete geçmeden önce düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin
ve sevin.