IŞIL: Eeeee….sonra?
SERAP: Sonra ‘nasıl biri olacak kıllı bacaklı, dişlek filan' demez mi!
IŞIL: Aaaaaa!!!
SERAP: Aaa ya!.
IŞIL: Eee…sonra?
SERAP: Sonrası önümdeki buzlu kola bardağını tuttuğum gibi kafasından aşağı boca ettim!
IŞIL: Ohhhh!...
SERAP: Görsen şoke oldu!..sonra tabaktaki pastaları yüzüne, gözüne!
IŞIL: Oh olsun!...
SERAP: Herkes seyrediyor... film gibi!...
IŞIL: Hahahahaaa! Eline sağlık arkadaşım!...
SERAP: Ama bi Dakka…saat kaç, gecikmeyelim, perukları hazırladın mı?
IŞIL: Bak..(Işıl kızıl ve sarı rengi iki uzun peruk gösterir)
SERAP: Harika!..şimdi can düşmanımı arayalım..
IŞIL: Ya yüzüne kapatırsa?..
SERAP: Merak etme canım, yarınki gazetede baş başa resimlerimizin çıkacağını öğrenince bayıla bayıla bize yardım edecek…şu kartı ver de arayalım kadın düşmanını!...
Bir saat sonra, Serap ve Mehmet’in pasta savaşı yaptığı kafenin önündeki caddedeyiz…kafe tıklım tıklım..akşam olmuş..ışıklar yanmış…paparazzi Selim cep telefonuyla konuşmaktadır…o sırada caddede park etmiş bir araba görürüz…bu Mehmet’in arabasıdır…arabanın içine dikkatle bakınca üç kişi görürüz: Bunlardan biri tanımamak için kızıl saçlı peruk ve kocaman siyah gözlükler takmış olan Serap, diğeri Işıl ve üçüncü kişi sarı, upuzun, bukleli peruk takmış ve kadın kılığına girmiş olan Mehmet’dir. O boy ve cüsseyle, erkeksi hatlı yüzündeki kırmızı ruj, takma kirpiklerle kadın kılığına girmiş bir kızılderiliye benzemektedir velhasıl dünyanın en çirkin travestisi olmaya adaydır. Somurtkan bir şekilde oturmaktadır…
SELİM: (telefonda) Yemin ederim onlardı patron, tanımaz mıyım? Serap Arda zaten hep bu kafeye gelir...bi baktım maço köşenin yazarı Mehmet Foçalı’yla bu ikisi baş başa!......... Ne? Bugün başka ünlü gelmeyecek sanırım..bu saatten sonra…ama belli de olmaz….ne?....tamam o zaman eve gidip resimleri bilgisayara aktarayım…yarına çıksın…sonra yine kafeye dönerim…iyi bi zammı hak ettim di mi patron? Hahahahaa!başlık şöyle olsun: Herkesi kandırmışlar!..hahahaha..
Konu: DEVAM9999999999999 
Cuma Haz. 20, 2008 9:57 pm
